30 Aralık 1999 Perşembe

üç

Onu aramamla akıntıya kapılma düşüncesi beni girdap gibi içine çektikten sonra ağzımdan tek bir cümle çıktı.
"müsait bi yerde evlenebilir miyiz?


Akıntıya kapılma fikri cazip geldiğinden değil de ileride bir gün nasıl olsa yine aldığım karardan sıkılacağım bari bu sefer kötü bir karar alıp ondan sıkılıp vazgeçmek daha rasyonel bir davranış olacak diye düşünerek saldım çayıra mevlam kayıra dizeleri eşliğinde merhaba dedim akıntıdaşlarıma.Tabii hemen hazırlıklara başladım, ben artık evin reisi aday adayı olarak bunun getirdiği yükümlülükleri omuzlayıp kündeye getirmek için sıkı bir çalışmanın ardından gerçek bir 'erkek' profilini adeta zara pantolonları gibi üzerime yapıştırmıştım.ev geçindirmek için ne gibi kriterlere sahip olmak gerektiğini geç de olsa anlamış , aslında ebeveynlerimizin ne de büyük çabalar sarfettiğine tanık olmuştum.gerçekten evi geçindirebilecek kıvama geldiğimiz an ev için alışveriş yaptığımız zaman değil alışverişin ucuz olanı için ayrı bir çaba gösterdiğimiz zamandır.hazır paket olarak satılan piyasanın ünlü marka zincirlerinin peynirlerinden değil kendi ağız tadımıza ve bütçemize uygun olanı,satıcının bir parçasını bize uzatıp "hmm bu iyimiş,yarısını sar abi" dediğimiz zaman bu iş olacak demektir.alışveriş kısmını kolay bir şekilde atlattıktan sonra düz vites araba kullanmayı,mangalı en kısa sürede sadece doğal malzemelerle yakabilmeyi,tesbih sallamayı ve daha öğrenmem gereken bir sürü aşırı derecede yararlı erkeksi bilgileri kobay farenin labirentte peyniri araştırması gibi ben de araştırıyordum.bu pratikler eşliğinde günler geçerken o gün geldi ve cevap verme sırası bendeydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder